"Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini, İmran ailesini seçti ve alemlere üstün kıldı." (Ali İmran 3/33)
"Gerçekten Nuh'u kavmine elçi göndermiştik; aralarında dokuz yüz elli yıl kaldı. Sonunda azgın sular onları alıp götürdü. Onlar haksızlardı." (Ankebut 29/14)
1- Görevi
"Onlara acıklı bir azap gelmeden önce kavmini uyar" diye Nuh'u kavmine elçi gönderdik.
Dedi ki: "Ey kavmim! Şüphesiz ben, sizin için apaçık bir uyarıcıyım."
Siz Allah'a kulluk edin; ondan sakının ve bana boyun eğin.
O da sizin için günahlarınızdan bağışlasın ve size belli bir süre tanısın. Kuşkusuz Allah'ın verdiği sürenin sonu geldi mi artık uzatılamaz. Keşke bilmiş olsaydınız." (Nuh 71/1-4)
"Nuh'un kavmi elçilerini yalancı saydı.
Kardeşleri Nuh, onlara dedi ki : "Siz korunmak istemez misiniz?
İşte ben sizin için güvenilir bir elçiyim.
Artık Allah'tan korkun ve bana boyun eğin.
Bunun için sizden bir karşılık istemiyorum. Benim karşılığım başkasına değil sadece varlıkların sahibine aittir.
Artık Allah'tan korkun ve bana boyun eğin."
Dediler ki, "Sana inanır mıyız hiç? En bayağı kimseler peşinden geliyor."
Dedi ki "Ben onların ne yapmış olduklarını bilmem.
Onların hesapları Rabbime aittir. Ah bir anlasanız!
Ben inananları yanından kovacak biri değilim.
Ben başka değil, sadece açıkça uyaran biriyim" (Şuara 26/105-115)
2- Aldığı Vahiy
"Allah Nuh'a ne buyurmuşsa onu sizin için bu dinin şeriatı yapmıştır. Sana vahyettiğimiz, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya buyurduğumuz şudur: "Dini ayakta tutun, onda ayrılığa düşmeyin." Onları neye çağırsan bu, eş koşanlara ağır gelmiştir. Allah dilediğini kendine seçer, ve içten yöneleni de kendine yönlendirir." (Şura 42/13)
"İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir." (En'am 6/89)
3- Bir İnsan Oluşu
"Size, "Allah'ın hazineleri yanımdadır." demiyorum. Gaybı da bilmem. "İşte ben bir meleğim." de demiyorum. Gözlerinizin hor gördüğü kimseler için "Allah onlara bir iyilik vermeyecektir." de demem. İçlerindeki ne ise Allah onu daha iyi bilir. Öyle yapsam ben gerçekten zalimlerden olurum." (Hud 11/31)
4- İleri Gelenlerin ve Halkın Tavrı
"Kavminin ileri gelen inkarcıları dedi ki: "Biz seni tıpkı bizim gibi bir insan görüyoruz. Ortadaki görüşleriyle en bayağılarımız dışında kimsenin arkana takıldığını görmüyoruz. Sizin bize bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bize göre siz yalancı kimselersiniz." (Hud 11/27)
"Kavminin ileri gelenleri: "Biz gerçekten seni apaçık bir sapıklıkta görüyoruz" dediler." (Araf 7/60)
a- Atalara Bağlılık
"Kavminin ileri gelen inkarcıları dedi ki: "Bu, başka değil, tıpkı sizin gibi bir insandır. Size üstünlük kurmak istiyor. Allah böyle bir şey isteseydi tabii ki melekler indirirdi. İlk atalarımızdan böyle birini işitmedik." (Müminun 23/24)
b- Deli Sayılması
"Bu, kendinde biraz delilik olan bir adamdan başkası değildir. Hele bir süreye kadar onu gözetleyin". (Müminun 23/25)
c- Engellenmesi
"Onlardan önce Nuh kavmi de yalanlamış, kulumuzu yalanlayarak: "Delidir" demişlerdi ve o, engellenmişti." (Kamer 54/9-10)
5- Tanrıları
"İnsanlara: "Sakın tanrılarınızı bırakmayın, Ved, Suva, Yağus, Yeuk ve Nesr putlarından asla vazgeçmeyin" dediler.
Böylece bir çoğunu saptırdılar; Rabbim! Sen bu zalimlerin sadece şaşkınlığını artır." (Nuh 71/23-24)
6- Meydan Okumaları
"Onlara Nuh'un haberini oku. Bir gün kavmine şöyle demişti: "Ey kavmim! Eğer aranızda kalmam ve Allah'ın ayetleri karşısında düşünmeye çağırmam size ağır geldiyse işte ben Allah'a dayanmışımdır. Siz de ne yapacaksanız yapın, koştuğunuz ortaklarla elbirliği edin de sonra işiniz başınıza dert açmasın. Sonra da kararınızı bana uygulayın ve göz açtırmayın."
Eğer yüz çevirdiyseniz, ben sizden bir karşılık istemedim ki. Benim karşılığım Allah'a aittir. Bana müslümanlardan olmam emredilmiştir." (Yunus 10/71-72)
"Dediler ki; "Bak Nuh! Sen bizimle gerçekten mücadele ettin; hem de mücadeleyi uzattın. Haydi, eğer doğrulardan isen şu bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir artık."
Dedi ki, "Onu başınıza getirecek olan sadece Allah'tır. Eğer o isterse siz engel olabilecek değilsiniz." (Hud 11/32-33)
7- İnkarcıların Genel Tavrı
"Onların ayrılığa düşmeleri, sadece kendilerine bilgi geldikten sonra oldu. Bu da aralarındaki kıskançlık yüzündendi. Eğer Rabbinin evvelce onlara tanıdığı belli bir süre olmasaydı, aralarında elbette hüküm verilirdi. Onlardan sonra Kitaba varis kılınanlar da o Kitaptan kuşku doğuran bir şüphe içindedirler." (Şura 42/14)
"İnkar edenlerden başkası Allah'ın ayetlerine karşı mücadeleye girişmez.
İnkarcıların kentlerde gezip dolaşması sakın seni aldatmasın.
Onlardan önce, Nuh kavmi yalanlamıştı; ardından da bir kısım topluluklar. Her ümmet, elçilerini yakalamaya azmetmişti. Hakkı yerinden sökmek için mücadeleyi boş şeyle sürdürmüşlerdi. Ben de onları yakaladım. Cezam nasıl oldu?
Böylece Rabbinin kafirlere olan sözü yerine geldi. Onlar ateşliktirler." (Mümin 40/4-6)
8- Hz. Nuh'un Kavminden Umudunu Kesmesi ve Duası
"Nuh dedi ki: "Rabbim! Ben, kavmimi gece gündüz çağırdım.
Fakat benim çağırmam, onların kaçışlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı.
Sen bağışlayasın diye onları her ne çağırdıysam parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerine büründüler, direttiler ve büyüklendikçe büyüklendiler.
Sonra, hem ben onları yüksek sesle çağırdım.
Sonra onlara açıktan da söyledim, gizliden gizliye de.
Dedim ki: Rabbinizden bağışlanma dileyin; çünkü o çok bağışlayandır.
O zaman size gökten bol bol yağmur indirir.
Sizi, mallar ve oğullarla destekler; sizin için ağaçlıklar var eder, ırmaklar akıtır.
Size ne oluyor da Allah'ın büyüklüğüne aldırmıyorsunuz.
Oysa sizi kademelerden geçirerek o yaratmıştır.
Görmediniz mi, Allah yedi göğü katlar halinde nasıl yaratmıştır.
Onların içinde ayı bir ışık, güneşi de ışık kaynağı yapmıştır.
Allah sizi yerden bir bitki olarak bitirmiştir.
Sonra sizi oraya döndürecek ve tekrar çıkaracaktır.
Allah yeryüzünü size bir sergi yapmıştır.
Bu onun geniş yollarında dolaşmanız içindir." (Nuh 71/5-20)
"Nuh'a şöyle vahyolunmuştu: "Artık senin kavminden, şimdiye kadar inanmış olanlardan başkası inanacak değildir. Onların yaptıkları karşısında sen kendini zahmete sokma." (Hud 11/36)
"Nuh dedi ki: "Rabbim! Kafirlerden yeryüzünde oturan birini bırakma.
Çünkü sen onları bırakacak olsan onlar kullarını yoldan çıkarırlar. Günahkar ve nankör evlattan başkasını da doğurmazlar.
Rabbim! Beni bağışla; anamı, babamı, evime inanmış olarak gireni, inanan erkek ve kadınları da bağışla. Zalimlerin de yalnız yok olmalarını artır." (Nuh 71/26-28)
9- Nuh Tufanı - Azgın Sularda Boğulma Cezası
"Onlar, "Bak Nuh! dediler. Eğer bu işe bir son vermezsen, kesinkes taşlanacaksın.
O da Rabbine şöyle seslendi: "Rabbim! kavmim beni yalanladı.
Artık benimle onların arasını iyice aç. Beni ve benimle birlikte olan müminleri kurtar." dedi." (Şuara 26/116-118)
"Nuh'a vahyedildi ki, gözlerimiz önünde ve sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap. Zalimler için bana baş vurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır". (Hud 11/37)
"O, gemiyi yapıyor, kavminin inkarcı ileri gelenleri yanına ne uğrasalar onunla alay ediyorlardı. O da: "Eğer bizimle alay ederseniz biz de sizinle alay edeceğiz. Tıpkı sizin alay ettiğiniz gibi." diyordu.
Yakında öğreneceksiniz, rezil edecek olan azap kime gelirmiş ve kimin başına sürekli azap inermiş."(Hud 11/38-39)
Derken gök kapılarını, boşanan sularla açtık.
Yeri, fışkıran kaynaklarla yardık. Sular belirlenmiş bir iş için birleşti.
Onu, tahtadan yapılmış, çiviyle çakılmış bir gemiye bindirdik." (Kamer 54/11-13)
"Buyruğumuz gelip tandır kaynayınca dedik ki, "Her eşten birer çifti ve aleyhte sözü geçmiş olanın dışında kalan ailen ile inananları gemiye yükle. Onunla birlikte inanmış olan pek azdı.
Haydi ona binin dedi. Onun; akıp gitmesi ve demir atması Allah'ın adıyladır. Rabbim bağışlar ve merhamet eder."
Gemi, dağlar gibi dalgalar içinde onları çalkalıyordu. Nuh, bir kenarda duran oğluna şöyle seslendi: "Yavrucuğum! Bizimle birlikte bin, kafirlerle beraber olma."
O, "Bir dağa sığınacağım, o beni sudan korur" diye cevap verdi, Nuh ise: "Onun merhamet ettikleri bir yana, bugün Allah'ın bu işinden koruyacak biri yoktur" dedi. Aralarına dalga girdi, oğlu da boğulanlara karıştı." (Hud 11/40-43)
"(Bak Nuh,) Sen ve beraberindekiler gemiye yerleşince şöyle de: "Bizi o zalim kavimden kurtaran Allah'a hamdolsun.
Bir de şunu de: "Rabbim! Beni bolluk ve bereketli bir yere indir. Sen indirenlerin en iyisisin" (Müminun 23/28-29)
"Biz de Nuh'u ve onunla birlikte olanları, dolu gemi içinde kurtardık.
Sonra bunun ardından gerisini suda boğduk.
Doğrusu bunda bir ders vardır, ama onların çoğu inanacak değillerdir.
Senin Rabbin var ya, işte gerçekten güçlü ve merhametli olan odur." (Şuara 26/119-122)
"Ey yer, suyunu yut ve ey gök sen de tut!" denildi. Su çekildi, iş bitti ve gemi Cudî üzerine oturdu. "Haksızlık yapan kavim def olsun." denildi." (Hud 11/44)
"And olsun ki Biz, onu bir ibret olarak bıraktık. Hani ibret alan?" (Kamer 54/15)
a- Hz. Nuh'un Oğlu ile İlgili İsteğinin Yersizliği
"Nuh Rabbine seslendi: "Rabbim! Oğlum benim ailemdendir. Senin verdiğin söz elbette doğrudur. Hem sen karar verenler arasında en isabetli kararı verirsin" dedi.
Allah, "Bak Nuh! dedi. O senin ailenden değildir; çünkü o bir kötülüktür (her yanından kötülük taşıyor). Bilmediğin şeye karışma. Kendini bilmezlerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum."
"Rabbim!" dedi. "Hakkında bir bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan kaybedenlerden olurum." (Hud 11/45-47)
b- Karısı
"Allah, inkar edenler için, Nuh'un karısıyla Lut'un karısını örnek gösterir: Bunlar, kullarımızdan bu iki iyi kulun nikahı altında idiler. Derken onlara karşı hainlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiç bir şeyi onlardan savamadı. O ikisine de: "Ateşe girenlerle beraber siz de girin" dendi." (Tahrim 66/10)
10- Hz. Nuh ve İnananların Mükafatlandırılmaları
"Nuh'u yalancı saymışlardı. Biz de onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Onları ötekilerin yerine geçirdik, ayetlerimizi yalanlayanları suda boğduk. Şimdi bak bakalım, uyarılanların sonu nasıl oluyormuş. (Yunus 10/73)
Ey Nuh'la beraber taşıdığımız kimselerin soyundan olanlar! Doğrusu o, çok şükreden bir kuldu." (İsra 17/3)
|